Erişilebilirlik Butonu
TSE
İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi facebook hesabı İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi twitter hesabı İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi instagram hesabı İzmir Büyükşehir Belediyesi Rss WhatsApp
İzmir Büyükşehir Belediyesi Resmi Logosu
Kapat

Sağ Menü

25° hava durumu ikonu

Sayfası

Sayfa İçeriği

22
Ağustos

“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”

TÜMÜ PAYLAŞ

“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
“İlk günkü ruh ve heyecanla.. ”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İEF açılış töreninden Kültürpark projesine kadar kent gündeminde yer alan pek çok önemli konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 2004 yılında göreve geldiği ruh, inanç, heyecan kişilik ve yaşam biçimiyle çalışmaya devam ettiğini söyledi.
Ben Tv’de Erol Yaraş’ın sorularını yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, “13 buçuk senedir özveriyle çalıştım. Önümüzde 1,5 sene daha var. Onu da İzmirli hemşehrilerimize yararlı olacağını düşündüğüm işler yaparak geçireceğim. İzmir'e yapılacak her türlü doğru işte varım. Ama yanlışta yokum” dedi.
Kültürpark’ta gerçekleşen yayınında kent gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın gelecek yılki partner ülkesi için şimdiden çalışmalara başladıkları müjdesini verdi.

İzmir olarak barışa katkı koyduk
86. İEF'nin partner ülkesi Rusya ile yapılan toplantılarda karşılıklı imzaların atıldığını ve birçok protokol imzalandığını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, “Önemli olan, yapılan anlaşmaların karşılığını almak. Ben son derece başarılı olduğumuza inanıyorum. O da önümüzdeki süreçte kendini gösterecek. Rusya, Enternasyonal Fuar'ın çıtasını, fuarın en şaşalı dönemine yükseltti. Bize ve hükümete düşen görev, çıtayı yükseltmeye devam etmek" dedi. Bu yılki fuarın ziyaretçi açısından çok dezavantajlı bir sürece denk geldiğini de kaydeden Başkan Aziz Kocaoğlu, "Kurban Bayramı sonrasına bırakamadık, öncesine aldık. Bayram tatili uzadı ve yaz sezonu bitmedi. Bunların hepsi ziyaretçi açısından birer handikap ama iyi gidiyor. Fuar için herkes özveride bulundu. Hükümet ile birlikte Rusya gibi ekonomisi dev bir ülkeyi partner ülke yaptık. Ruslar 300 kişilik kalabalık bir heyetle geldiler ve önemli iş bağlantıları yapıldı. Aradaki sorunlar İzmir'de aşılmaya çalışıldı ve aşılıyor. İzmir, İEF sayesinde barışa katkı koydu. Umarım bölgemizde terör biter, ülkemize, bölgemize, dünyaya barış gelir” şeklinde konuştu.

Sadece deniz kum değil
Ruslar’dan beklentinin sadece turizm olmadığına dikkat  çeken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Rusya Federasyonu'ndan yatırımcıların turizm konusunda da, hizmet sektörü konusunda da yatırım istekleri olduğunu biliyoruz. Hatta arazi alımları vesaire olduğunu biliyoruz. Bunların gerçekleşmesi için hep beraber konuşuyoruz. İlçe belediyeleri ve Büyükşehir belediyesi olarak elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Bizim şu anda 2 tane kür merkezi projemiz var. Bunları yaptığımızda, turizm sezonunu 1 ay uzatabilirsek, işletmelerin geriye dönüşünü 4’te 1 değil, yüzde 50 arttırmış olacağız. Zaten 3 ayda herşeyi yapıyor, bütün sabit gelirleri karşılıyorlar. Sezonun 1 ay uzaması demek, karlılığın ciddi anlamda artması demek. Biz bunu 12 aya da yayacağımıza inanıyoruz” dedi.

CHP'li vekillere: Hepsi bizim arkadaşımız, kardeşimiz
86. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışı töreninde, kendilerine birinci sırada yer ayrılmadığı gerekçesiyle salondan ayrılan CHP milletvekilleriyle ilgili de ilk kez konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, şunları söyledi:
"Şimdi bir salon var; 26 tane de yabancı bakan, cumhurbaşkanı, bakan yardımcısı, büyükelçi ve yahut müsteşar düzeyinde konuk var. Bunları devlet protokolüne göre oturtmanız lazım. O nedenle bütün milletvekillerine, sadece Cumhuriyet Halk Partili sadece Adalet Kalkınma Partili değil, bütün milletvekillerine 2. sırada yer ayrıldı. Sayın Akif Hamza Çebi 1. sıraya oturtuldu. TBMM Başkan Vekili olduğu için.. Sanayi ve Ticaret Komisyonu Başkanı da onun yanına oturtuldu. Biz vekillerimizi 1. sıraya oturtsaydık, o zaman konuk bakanları 2. sıraya almamız gerekiyordu. Bu mümkün değil! Maalesef İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılışında yıllar önce başlayan bir olaydan sonra, herkes tabir-i caizse en ufak şeyden etkileniyor. Artık bunu aşmamız gerekiyor. Ben milletvekili arkadaşlarımıza saygı duyuyorum; böyle bir talepleri olabilir. Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine ön sıraya yer ayrılıp CHP'liler için arka sıra gösterilseydi, o zaman bunu yapmaları doğaldı. Öyle ya da böyle.. Hepsi bizim arkadaşımız, kardeşimiz. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda olan tüm olumsuzluklar, tabii ki de bizi üzüyor. Ama haksızlığa uğradığım zaman Parlamento'da bizi savunanlar da yine o milletvekili arkadaşlarımdır."

İnciraltı'nda algı yönetimi yapılıyor
Son günlerde yeniden gündeme gelen İnciraltı'nın planlanması konusunda kamuoyuna yeterli bilgilendirmeyi yaptıklarını kaydeden Başkan Aziz Kocaoğlu, “Algı yönetimi denilen, benim de hiç anlamadığım bir mekanizma var. Burada bunu yapmaya çalışıyorlar. Ama bunlar doğru şeyler değil. Bunu kime karşı yapıyorsun? Rüştünü ispat etmiş, 13 senedir kimsenin bir şey diyemediği, bu kent için bir şey yapmaya çırpınan belediye başkanına karşı yapıyorsun. Planı yapan biziz, öneri planı götüren biziz. 'Efendim şuraya niye karşı çıktın' diyorlar. Ben İnciraltı planlansın diyorum. İlk göreve geldiğim günden beri diyorum. Her platformda söylüyorum. Ne kadar Bakan gelip geçtiyse söylüyorum. Sayın Başbakan'a arz ettim, öneri planımı götürdüm. İnciraltı planlansın demek, akla ve bilime dayanmadan, planlama ilkelerine uyulmadan, işimize geldiği şekilde planlansın demek değildir. Bunun altını çizmek istiyorum. Evet, planlanmasından yanayız. Oturup karşılıklı mutabık kalarak planlamaktan yanayız. İleride doğacak hataların bertaraf edilerek planlanmasından yanayız. Eğer bir yanlış planlamaya gidiş varsa, bunu yapan kim olursa olsun, İzmir Büyükşehir Belediyesi karşı çıkacaktır. Öyleyse oturalım, konuşalım; doğrusunu bulup planlayalım" diye konuştu.

Dayatmaya karşıyız
Ulaştırma master planının yenileme çalışmalarını sürdürdüklerini açıklayan Başkan Aziz Kocaoğlu, İnciraltı'ndaki tüp geçidin karadan nasıl geçeceği konusundaki önerilerinin dikkate alınmadığını ve tam tersine, dayatmayla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kente yapılacak her türlü doğru işte, akla ve bilime uyarak yapılacak her işte varız. Ama yanlışta yokuz. Yarın telafi edilemeyecek konularda yokuz. Bakın, geçmişte yanlış yapıldı; planlama olmadan gecekondular yapıldı. Şu anda kentsel dönüşüm diye niye çabalıyoruz? Böyle  hatalar bir daha yapılmasın diye.. Büyükşehir Belediyesi’nin bir duruşu var. Burası doğal sit alanı.. Siz buraya TOKİ gelecek diye planlamayı Büyükşehir'den alıp ve 80 yere dağıtıp sonra 'ben bu yanlışı dayatıyorum' derseniz, kim derse desin yasal hakkımızı bugüne kadar aradık, bundan sonra da arayacağız. 'Sen kentin kalkınmasını istemiyorsun' derlerse, biz de 'Sen kentin kalkınması için ne yaptın? Bu kente nasıl bakıyorsun? Senin kentin kalkınmayı istemiyor dediğin Büyükşehir Belediyesi neler yapmış sanayide, hizmet sektöründe, turizmde, tarımda? Hangi rakamlara ulaşmış?' diye sorarız adama.. Önce bunlara bakacaksın. Biraz da insaf varsa, oturacaksın ona göre konuşacaksın ve o lafın da bir haysiyeti olacak."

Aliağa arazisinde samimiyiz
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Aliağa Çaltıdere'de, ilçe belediyesinin satıya çıkardığı yaklaşık 600 dönümlük araziyi Büyükşehir Belediyesi'nin satın alarak rekreasyon alanı haline getirme düşüncesiyle ilgili gelinen son noktayı da şöyle özetledi:
"Bu arazi içindeki yaklaşık 14 dönüm kadar yeri, geçtiğimiz Temmuz ayının 25’inde 3. bir şahıs satın alıyor. Ardından, kalan alanı almak istediğini bildiriyor. Belediye başkanımız da değer tespiti yaptırıyor. Biz de bu araziyi alıp Aliağa'ya rekreasyon alanı yapmayı düşünüyoruz. Plana göre yeşil alan da yapabiliyoruz, rekreasyon alanı da.. Belediye başkanımızın projesi yerde kalmasın, Aliağalılara hizmet etsin diye, 5000'lik planı yaptık rekreasyon alanı olarak. 1000'lik planı da 5000'lik plana göre geçiriyoruz. Tabii orası Aliağa Belediyesi'nin malı. Verirlerse yapabiliriz. Bunun için Meclis kararı aldık. Onlar da olumlu bakıyorlar. Yarın (bugün) Meclis'i toplayacaklar. Bize satarlarsa, biz de ertesi gün çalışmaya başlayabiliriz. Bizim burada hiçbir endişe ve sıkıntımız yok. Tamamen iyi niyet ve samimiyet içindeyiz. Zaten 600 dönümün yarısı 1. derece arkeolojik sit alanı. Kıyı çizgisinde olduğu için 42-43 dönümüne bir şey yapılamaz. Geriye kalıyor 200 dönüm.. Bu satılır veya satılmaz."

Kültürpark soruları
Kültürpark'ın yeşilini artıracak ve bina yoğunluğunu azaltacak projelerinin, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "koruma planı olmadığı" gerekçesiyle onaylanmaması konusunda da ilk kez konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu şunları söyledi:
"Fuar holleri 23 bin 500 metrekare.. Bu holler, bu plan varken, burası aynı statüdeyken yapıldı. Mevcut plan esas alınarak yapıldı. Mevcut planın zaten bir koruma planı olduğuna dair kararlar var. Kimseyi suçlamıyorum. Öyle bir hakkım yok ama kafamda soru işaretleri var. Holler varken istenmeyen belgeler şimdi neden isteniyor? Koruma planı istiyorlarsa, Koruma Kurulu neden bizi 1 yıl oyaladı? Kültür Bakanlığı'na gittim. Bakan, Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı'yla görüştüm ve bu sonuç geldi. Burada bir şey yok. Kültürpark'tan kurul kararı olamadan, üniversite raporu olmadan, Orman'ın raporu olmadan kim bir ağacı kesebilir? Mümkün değil. Peki biz ne yapacaktık? Holleri, Atlas Pavyonu'nu, Celal Atik'i, İsmet İnönü Kültür Merkezi'ni yıkacaktık. Sadece Celal Atik’in ve hollerin olduğu yerde, 35 bin metrekare binayı yıkıp 11 bin metrekare bina yapacaktık. Yani en az 20 dönüm yeşil alan artacaktı. Şimdi Kurul'a, ağaçların rehabilitasyonu, yeşilin artması, yolların doğal malzemelerden yapılması gibi, projenin inşai faaliyetleri dışındaki kısmını yapmak için müracaat edeceğiz. İzin çıkarsa bunları yapacağız. Çıkmazsa bekleyeceğiz. Kilit taşlar, otoparklar buraya yakışmıyor. Hepsiyle ilgili planımız var."

Fuar sponsorluğu meselesi..
İzmir Enternasyonal Fuarı'na sponsor olan Folkart ve Vestel'e teşekkür eden Büyükşehir Belediye Başkanı, "Sponsorluk, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin uyguladığı bir yöntem değil ama hem Folkart olsun, hem de Vestel olsun, bu fuarın gelişmesinde, sıçrama yapmasında katkıda bulundular. Önümüzdeki yıl ne kadar büyük firma varsa, herkesi sponsorluk için bekliyoruz. THY Barcelona'ya sponsor oluyor da... 86 yıllık Cumhuriyet markası İEF'ye de olsunlar. Başka sponsorlar geldi de biz mi kabul etmedik? Etkinliğin muhasebesi çıkar, Büyükşehir Belediyesi'nin nasıl bir fedakarlık yaptığı ilan edilir. Biz İzmir için çalışıyoruz" dedi.
Basmane'deki inşaatla ilgili bir söylentiye de yanıt veren Başkan Aziz Kocaoğlu, "Basmane çukurunda Belediye'nin yüzde 12 payı, burayı Folkart aldıktan sonra yüzde 30'a çıkarıldı diye bir söylenti var. Kemal Zorlu burada... Bir ara EGS'nin yerine Deniz A.Ş. kurulmuştu. Güçbirliği ve EGS ile mutabık kalarak yüzde 12'yi yüzde 30'a çıkardık. Bu olay, Folkart'tan çok önce oldu ve TMSF'ye onaylattık. Dolayısıyla her iki holding de belediyenin lehine yüzde 9'ar feragat ettiler ve TMSF de buna onay verdi. Bunu da kamuoyunun bilgisine sunuyorum" şeklinde konuştu.

Çalışan işçiyle problemim olmaz
Başkan Aziz Kocaoğlu, İZDENİZ greviyle birlikte başlayan "sendikacılık tartışması" konusunda ise şöyle konuştu:
"Sendikacıların bana karşı bir haksızlık yapmaları, birazcık vicdanları varsa mümkün değil. Türkiye'de İzmir dışında sendika mı kaldı? Ya sarı sendika var, ya sendika yok. Türkiye'de en özgür örgütlenme İzmir belediyelerinde. Olmayacak parayı istemek, sendika var diye Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, özel sektörünün, belediyesinin veremeyeceği ücreti istemek, 'Ben uzlaşmayacağım' demektir. Yıllardır söylüyorum; sendika ve örgütlenme doğal haktır. Bu hakkı İzmir Büyükşehir Belediyesi tanıdığı ve desteklediği için, işçinin örgütlenmesinden yana olduğu için sendikalarımız da faaliyetlerini özgürce yapıyorlar. Buna karşılık sendika ne yapacak? Verimliliği konuşacak, işçinin çalışmasını konuşacak. Benden gelip araç gereç isteyecek; teknolojiyi kullanalım, verimi arttıralım diyecek. Sahaya inecek ve işçiyi motive edecek. İşçi üretirse hakkını alacak. Biz bir şey başlattık şimdi.. Gereksiz yere çok rapor alan, işi savsaklayan, mazeretsiz sürekli geç kalanlarla iş anlaşmamızı sonlandırıyoruz. Adam çalışmıyor, adam amiriyle problemli, mesai arkadaşıyla problemli... Ama çalışan insan kim olursa olsun, onunla problemim olmaz."
TÜMÜ
Önceki Haber
Sonraki Haber