Erişilebilirlik Butonu
TSE
İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi facebook hesabı İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi twitter hesabı İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi instagram hesabı İzmir Büyükşehir Belediyesi Rss WhatsApp
İzmir Büyükşehir Belediyesi Resmi Logosu
Kapat

Sağ Menü

21° hava durumu ikonu

Sayfası

Sayfa İçeriği

09
Ekim

Hasta bir gezegende yaşıyoruz

TÜMÜ PAYLAŞ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İklim Değişikliği ve Arıcılık” konulu çalıştayda, “Yerküremiz son zamanlarda 1 derecenin üzerinde ısındı. Ve artık hasta bir gezegenin üzerinde yaşıyoruz. Şunu biliyoruz ki; eğer dünyamız hastaysa biz de hastayız, eğer o iyiyse biz de iyiyiz. Bizim ona rağmen iyi olmamız mümkün değil” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “İklim Değişikliği ve Arıcılık” konulu çalıştay Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapıldı. İklim krizinin arıcılık üzerine olumsuz etkilerinin masaya yatırılıp çözüm yollarının arandığı çalıştayda konuya ilişkin bilimsel sunumlar yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonu doğrultusunda yürüttüğü çalışmalara paralel olarak dünyanın en verimli arıcılık coğrafyalarından birine sahip Türkiye’de sektör için iklim değişikliğine duyarlı politikaların gerekliliği tartışıldı.
Programa akademisyenler ve uzmanların yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer ile kooperatif temsilcileri de katıldı. Oturumlarda İzmir Köy Koop Birliği ve ortağı kooperatif başkanları ile havzadaki kooperatiflerin, birlik, oda ve kurum temsilcilerinin, gıda toplulukları ve üreticilerin, çevre ve doğa derneklerinin ve ilgili STK’ların gözlem, değerlendirme ve somut çözüm önerileri gündeme geldi.

Çalıştayda kimler yer aldı?
Çalıştay kapsamında 3 oturum gerçekleşirken bazı konuşmacılar uzaktan bağlantıyla düşüncelerini aktardı. Çevre ve Arı Koruma Derneği Başkanı Şamil Tunçay Beştoy'un moderatörlük yaptığı çalıştaya; Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Prof. Dr. Murat Türkeş, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Banu Yücel, Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden Prof. Dr. Levent Aydın, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nden Mustafa Kösoğlu, Kahraman Maraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Halil Yeninar, Çukurova Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi'nden Prof. Dr. Zeynep Zaimoğlu, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Doğan Yaşar, İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi'nden Prof. Dr. M.Doğan Kantarcı, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi'nden Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Avcı konuşmacı olarak katıldı.

“Eğer arılar kaybolursa yeryüzünde hayat biter derler”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptığı konuşmada, “İklim krizi denilen şey yerkürenin ısınmasına sebep oldu. Peki bu ne demek? Biz 37 derece vücut ısısıyla sağlıklı yaşayan insanlarız. Isımız bir, bir buçuk derece arttığı zaman hastalanırız. Ya midemiz ağrır ya başımız ağrır, bir şey olur yani, bazı belirtiler ortaya çıkar. Yerküremiz de öyle. Son zamanlarda 1 derecenin üzerinde ısındı. Ve artık hasta bir gezegenin üzerinde yaşıyoruz. Şunu biliyoruz ki; eğer dünyamız hastaysa biz de hastayız, eğer o iyiyse biz de iyiyiz. Bizim ona rağmen iyi olmamız mümkün değil. Bir şehir efsanesi midir, bilmem. Sizler benden daha iyi bilirsiniz mutlaka. Eğer arılar kaybolursa yeryüzünde hayat biter derler. Çünkü arıların bambaşka bir fonksiyonu olduğunu bilim anlatır. Arılar kaybolmasın diye ne yapılması gerektiğini bulmak lazım. Bu gezegen ısındıkça ve bu iklim krizinin sonuçları giderek daha çok hepimizi vurdukça arıcılık da bundan payını alacak hiç kuşkusuz. O zaman buna akıl yormak, bununla ilgili bilimin ne dediğini araştırmak ve buradan kendimize dersler çıkarmak mecburiyetindeyiz. O nedenle ben bu toplantının çok kıymetli olduğunu biliyorum. Bu toplantıya emek veren çok değerli hocalarımızı saygıyla selamlıyorum. Her birinin katkısına çok teşekkür ediyorum. Dilerim bu toplantının sonunda ortaya çıkacak dersler, kararlar sizlerin hayatını kolaylaştırır, yapmakta olduğunuz arıcılığın verimini arttırır veya önündeki engelleri kaldırır. Bugün aslında benim programımda buraya gelmek hiç yoktu ama duyunca mutlaka gelmem gerektiğine karar verdim” açıklamasında bulundu.

 “Soyer öncülüğünde ‘Başka bir dünya mümkün’ diyerek yola çıktık, hiç şaşmadık”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, “Bildiğiniz gibi bizler, Tunç Soyer öncülüğünde, bu yola ‘Başka bir dünya mümkün’ diyerek çıktık. Yolumuzun başında ise halihazırdaki tarım politikaları ve tarım yapma biçimleri değişirse önce kentimiz, sonra ülkemiz ve nihai olarak da dünya değişir dedik. İlk günden beri bu görüşümüzde en ufak bir şaşma olmadı. Yolumuzda kararlılıkla ilerliyoruz. İlk günden itibaren sadece insanların yaşamını değil, insanın doğanın bütün bileşenleriyle barışık bir hayat sürdüğü bir kent iklimi oluşturmayı hedefledik. İlk işlerimizden biri, tedbir almak ve iklim değişikliğine uyum sağlayacak politikalar geliştirmek için İklim Değişikliği Daire Başkanlığını kurmak oldu. Sonrasında, Türkiye’de yeşil altyapıyı, bir altyapı meselesi olarak kabul eden ilk ve tek belediye olarak bu doğrultuda İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı ve Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı başlıklı iki önemli çalışmamızı 2019’un sonunda hayata geçirdik. Bahsedilen çalışmaları tamamlayıcı unsur olarak ise, Mart 2020’de ‘İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi’ni yayınladık. Ana gayemiz, İzmir’in ekolojik zenginliğini ve ekonomisini bir arada geliştirebilmektir. Böylelikle, İzmir’in dirençli bir şehir olmasını sağlarken, şehrimizde insanların ve tüm diğer canlıların yaşam hakkını korumayı amaçlıyoruz” dedi.  
Yürütülen çalışmalardan örnekler veren Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Özuslu, “2019-2021 yılları boyunca 14 kez arıcılık eğitimi düzenledik ve eğitimini tamamlayan 923 üreticiye 3 bin 686 arılı kovan,  bin 842 boş kovan ile 923 adet arıcılık malzemeleri desteği verdik. Menderes ilçesinde Tahtalı Baraj Havzası koruma alanını arıların faydalanabileceği nektarlı ve polenli bitkiler ile zenginleştirdik. Havzada yürütülmekte olan “Tahtalı Havzası Sözleşmeli Arıcılık Projesi” ile coğrafi işaretli arı ürünlerinin üretilmesinin sağlanması ve arıcılara daha profesyonel şekilde arıcılık yapabilecekleri modern koloni yöntemlerinden oluşan bir yetiştiricilik modeli ortaya konulmasını planlıyoruz” ifadelerini kullandı.  

“Acil çözüm bulmamız isteniyor”
Çevre ve Arı Koruma Derneği Başkanı Şamil Tunçay Beştoy da, “Senelerden beri bu sürecin içindeyiz. Bir Muğlalı arıcı, “Arıcılık iyidir ama tutkun olursan” diyordu. Arıcılık ancak tutkun olunursa yapılacak bir konu. İnsana bir kere bulaştığı zaman içinizden atamazsınız. Ama maalesef arılar yok oluyor. Artık olay normal bir tartışma boyutunun ötesine geçti. Bilimsel çalışmaları yapabiliriz ama bu bir krize dönüştü ve bizden acilen buna ilişkin bir çözüm bulmamız isteniyor. Arıcılığımızı kaybedersek tarımsal üretimin büyük bölümünü kaybedeceğiz. Bizim acilen çözüm önermemiz, bulmamız ve uygulamamız gerekiyor” diye konuştu.   

“2021 yılı milat olsun istiyoruz”
Küresel iklim değişikliği üzerinden konuşan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, “Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz ama bu iklim krizi gümbür gümbür geliyor. 2008 yılından bu yana ABD’de başlayan arıların çökme bozukluğu senatoyu toplayıp ‘Burada ne oluyor?’ dedirtiyorsa bizim de burada ‘Sürdürülebilir tarım için var olsun arılar’ lafını kılavuz yapmamız gerekiyor. Biz tarımla geçineceksek, tarım ülkesiysek arıya olan önemi biraz daha öne koymalıyız. 2021 yılı bir milat olsun istiyoruz” dedi.  

“Ankara’yla en yerele ulaşacak ekosistemi kurmak zorundayız”
İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer de çalıştayın ‘Hepimiz Aynı Kovandayız’ başlığıyla yapılan oturumunda söz aldı. Köy Koop Birliği Başkanı Soyer “Hepimiz aynı kovandayız başlığı bizi çok heyecanlandırdı. Çevre mühendisi ya da bir orman mühendisinin söyleyeceği asla bir arıcının uzak olmaması gereken bir konu. Biz İzmir Köy Koop Birliği olarak yerel yönetimle ve bakanlığa bağlı olduğumuz için Tarım Bakanlığı ile çalışması gereken bir kuruluz. Yerele yaklaşıyoruz ama biz bakanlığa çok yaklaşamıyoruz. Sanırım söylenenlerin hepsinin altında yatan bilimde ve kamuda bir ekosistemin kurulamamış olması. Biz hep arıcıları sanki çok farklıymış gibi konumladık. Aslında o da küçücük bir hayvan. Büyükbaş, küçükbaş, küçücük baş. Dolayısıyla hep beraber aynı şekilde tarımı uyguluyoruz. Ziraat mühendislerinin o kıymetli çalışmalarının asla artık diğer bilimlerden ayrı olmayacağı ortaya çıktı. Bizler, üreticiler, köyden şehre her zaman gelemeyenlerin sizlerin bilim ışığında yapmanız gerekenlere çok ihtiyacımız var. Bu ekosistemi üniversitelerden başlayarak tarlada bizimle beraber, yerelle beraber Ankara’yla en yerele ulaşacak şekilde kurmak zorundayız. Benim bir zeytin bahçem var. Yakarca sorunu yaşadık. O kadar basit ki aslında köyde olmanıza da gerek yok şehirde de yaşıyorsunuz. İlaç istedim, çok rüzgarlı olduğu için Allah’tan çok aklı başında bir ilaç firmasıymış, ‘Yapamayız yenge’ dedi. ‘Neden?’ dedim. ‘Bak 100 metre ileride arılar var. Şimdi bu rüzgarda ben bu ilacı yaparsam o arılara zarar veririz’ dedi. Bu kadar basit! Ben kendimi çok bilinçli sanıyorum. Ama o kovanın içinde olduğumu fark ettirdiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi.  

Büyükşehir Belediyesi arıcılık için ne yapıyor?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonu doğrultusunda üreticiyle yan yana, yerel tohumlar, yerel ırklar ile iklim değişikliği ve yoksullukla aynı anda mücadele edilen İzmir tarım politikasını hayata geçirmek için çalışmalar yapılıyor. Bu kapsamda; İzmir ili kırsalında arıcılık yapmak isteyen üreticiler eğitimler ve arıcılık malzemeleriyle İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından destekleniyor. Bunun yanında Menderes ilçesinde Tahtalı Baraj Havzası’nda oluşturulan bal merasında arıcılık faaliyetleri yoğunlaştırılıyor. Ayrıca yöreye özgü bal üretimi teşvik ediliyor. Aynı zamanda havzada “Tahtalı Arıcılığını Geliştirme Projesi” çerçevesinde “Başka Bir Arıcılık Mümkün” sloganıyla bölgedeki arıcılara doğru üretim yapmalarını sağlayacak ve model olacak bir proje yürütülüyor.
TÜMÜ
Önceki Haber
Sonraki Haber